Ankara Ayazı Makyajı: I’m Cold Makeup

Şu anda bu yazıyı kar yağıyorken, pencerenin köşesinden hayatı romantize ederek yazmanın gururu içerisindeyim, çünkü üşüyorum…
Bildiğimiz gibi Tiktok ve Instagramda her havalar eksi derecelere indiğinde yeniden bir akım olan “I’m cold” makyaj stilini inceleyeceğim!

Gözlerin parlak, yanakların kızarmış, dudakta ise tint üstüne gloss sürüldüğü benim şahsen çok beğendiğim ve Karlar Ülkesi Elsa’yı andıran kızlara en yakıştırdığım makyaj türü.
Hayır, hayır bu “clean girl” makyajı değil. Bu sanki Ankara ayazında -10 derecede tam arkadaşının evinden yurda dönecekken neyse biraz daha kalayım, şimdi çıkarsam donarımlık bir durumda yapılacak makyaj stili. Ya da en azından, dışarı çıktığınızda suratınızın böyle görülmesi amaçlanıyor diyebilirim!
Nasıl yapacağınız size kalmış, ama ben yine de anlatayım.

Gözlerde ıslak bir maskara görüntüsü için kesinlikle silikon fırça ve dolgunlaştırmasından ziyade uzatması ile ünlenen bir ürün seçmelisin.
Kirpiklerini kıvır ve uzatabildiğin kadar uzat.
Parlak ama sim sim durmayan, ışıltı veren beyaz ve ya rose yansımalı bir highlighter’ı; göz pınarlarına, elmacıklarına, kaş kemiğine ve göz kapağının tam ortasına dokundur. Göz pınarların konusunda elini korkak alıştırma, ne kadar aydınlık ve yuvarlak bir göze kavuştuğuna inanamayacaksın.
Bu adım benim favorim, günlük makyajlarımda hep kullanırım.

Gerçi ‘günlük’ makyaj diye bir tanımı da kabul edemem, makyaj o gün kendini nasıl hissediyorsan ve ifade etmek istiyorsan öyle yapman gereken bir şey. O gün bir buluşmada daha cesur mu gözükmek istiyorum, masum mu yoksa ulaşılmaz mı? Her şey buna göre şekilleniyor benim kafamda…

Hatta sen daha da derinlik arttırmak istersen, beyaz bir göz kalemi ile destekle, biraz da alt kirpik çizgine.
Allık konusu çok kritik, hani bi ara ‘blush blindness’ diye bir kavram çıktı ya; hani herkes çocukken annesinin çekmecelerini karıştırır da her bulduğunu yüzüne sürer ya..
Heh işte öyle gözükmeyeceğiz, ama neredeyse öyle gözükeceğiz aynı zamanda.
Önemli olan bilinçli davranmak makyajda, birazcık kapatıcının düzeltemeyeceği şey yoktur unutmayın…

Eeee, güzellik ile alakalı hiçbir şey kolay veya ucuz veya acısız olmuyor maalesef. Mesela ben çocukken kuaföre gitmeyi hiç sevmezdim. Kafamın o yıkandığı garip lavabo var ya, orası hep boynumu acıtırdı, etrafımdaki yaşça büyük kadınlarınsa hep bana ‘güzellik acılıdır’ diye nasihat verdiklerini hatırlardım.
Neyse ki, makyajda acılı bir kısım yok, işte tam da bu yüzden makyaj sanatçısıyım!

Bu allık kısmını da hemen sizler için kolaylaştırayım, pembe, bakın PEMBE alt tonlu bir allık seçiyoruz kırmızı değil kahverengi değil mor değil turuncu değil ve şeftali de maalesef değil.

UMUYORUM ki ileride bir kitlemiz olur ve reklam gelirleri alacağımız bir düzeye geliriz ve ben de şu anki gibi #reklamdeğil yazmak zorunda kalmam.
Fakat bunu sizden ‘gatekeep’leyemem.
Tam şu anda Beaulis’in, evet uygun fiyatlı!!, Blush Crush-Pink Quartz’ı bu görüntü için görüp görebileceğiniz en iyi ürün. #reklamdeğil Her neyse şaka bir yana, sürebildiğiniz kadar sürün. Sonra da gözünüzün altına ve yanaklarınıza bir iki pıt pıt nokta kapatıcı sürün. Böylece çok daha doğal duracak.

Dudaklara da bir tint, lip balm, gloss ne tercih ederseniz kabul; dudak kalemi ile çerçevelediğiniz sürece.
Renk de çok fark etmez, teniniz koyulaştıkça daha koyu bi alt tona gidebilirsiniz🚕.
(Yine de kırmızıdan kaçınalım)

Saçlara da bir bere, ponpon kulaklık takınca ve atkımızı boynumuza dolayınca artık bir kış lastiği gibi hazırsınız kapıyı açınca yüzünüze vuracak olan soğuğa.

İşteee bu kadar!! Artık siz de üşüyormuş gibi gözüküyorsunuz!

Daha fazla makyaj içeriği için takipte kalmayı unutmayın, sevgiyle kalın❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top